"Muallim olarak geldiğim şehir Orta Anadolu’nun bozkırlarında bir cilt yarası gibi intizamsız, karışık ve kirli uzanıyor, yayılıyordu.
Sıtma benizli kerpiç evlerden, yapraksız dallarını iri örümcek ayakları gibi geren ağaçlardan ve nasıl dolaşıp hareket ettiklerine hayrette kaldığım, hayatla alakası olmayan insanlardan başka bu şehrin hususiyetleri yoktu.
Şehre bir türlü ısınamadım, çünkü ısınmak niyetinde değildim: İçimde gizli bir hiddetle buraya gelmiştim, sebebi basit:
Şiddetle aşıktım ve bana aşık olmayı aklından bile geçirmeyen sevgilimi İstanbul’da bırakmıştım. Yakıcı, kavurucu bir aşktı bu; beni deliye çeviren, geceleri sabahlara kadar sokaklarda dolaştıran bir aşk... "
Podden och tillhörande omslagsbild på den här sidan tillhör Sesli Kitap Dünyası. Innehållet i podden är skapat av Sesli Kitap Dünyası och inte av, eller tillsammans med, Poddtoppen.